“Amor Vincit Omnia”*
“Aşk (bir gün mutlaka) hepimizi fetheder”

Nerede kalmıştık; “Aşk Çılgınlığı” (Madness of Love) olayında…

Bizim toplumumuzda bu “çılgınlık” sıkla şöyle betimlenir: “gül gibi karısını çoluğunu çocuğunu bıraktı, elin zillisine gitti” veya “kocasını, çocuklarını bırakıp kaçtı başka adama nankör kadın”. Nasıl ama? bu söylemleri duymuş gibisiniz değil mi? 😉  Ama inanın o muhteşem ama bir o kadar korkutucu dans bir kez beyninizde başladı mı, durmak bilmez ve siz de “baştan” çıkarsınız. Beynin, daha önce bahsettiğim romantik aşk ile ilgili bölümleriyle, diğer bölümleri arasında ciddi nöronal ilişki bulunmaktadır.

Böylece aşık olduğunuz zaman, bu iletim ağı sayesinde salgılanan ve nöromediatör adı verilen, dopamin ve oksitosin gibi maddeler, diğer bölgeleri aktive ya da de-aktive ederler. Bu durum ise sıklıkla aileniz ve yakın arkadaşlarınız tarafından “çılgınlık” olarak adlandırılır.

Birazdan kafanızı şişireceğim latince kelimeler için özür dilerim ama başka türlü anlatmam mümkün değil. Sizlere “aşkın birlikteliği” adı verilen (açıkçası bunun inglizceden çevirisi bile biraz şaibeli) yapıdan bahsetmem gerekiyor. Beynimizde limbik sistem denilen yapının temporal bölgesinde “amigdala” adı verilen, ileri derecede özelleşmiş bir çekirdek yapı bulunur. Amigdala bizim duygusal hafızamız gibidir.

Yaşadığınız korkular, duygusal olaylar, kaygıya sebep olan olaylar amigdala tarafından değerlendirilir, saklanır ve sonra benzer durumla karşılaşırsanız, amigdala tüm bunları hatırlar, sentez eder ve siz de ona göre davranırsınız. Yapılan çalışmalar, sevgilisinin resmini gören kişinin amigdalasının deaktive olduğunu göstermiştir. Kısacası çalışmaz, felç olur. Anlayacağınız sevdiğinizi görünce alışıldık reaksiyonları vermez, veremezsiniz 🙂

Olaylar bununla da bitmez. Beynin ön bölgesi olan “frontal korteks” de baskılanır ve deaktive olur. “Frontal korteks” bizim değer yargılarımızı yöneten bölgedir. Moral değerler, aile ve bulunduğumuz sosyokültürel katman bağlamını oluşan değer yargılarımız, bu bölgede vücut bulur. Sizin de anlayacağınız gibi; bu bölgenin çalışmaması tüm yargı-denetim mekanizmalarımızı ortadan kaldırır. Kortikal zonda yer alan ve negatif duyguları oluşturan bölgede deaktive olur. Salgılanan dopamin ve kortikal zonun işlev kaybı sonrası aşık olduğunuz anda açıklayamadığınız bir mutluluk hali söz konusudur:-) Aptal aptal sırıtırsınız sağda solda. Sorarlar ya adama: “aşıkmısın sen?” :).

O zaman büyük resme bir bakalım. Aşık olduğunuzda, beyindeki bazı merkezler aşırı aktive olurken bazı merkezler deaktive olup, çalışmaz hale gelirler. Aşırı dopamin salgısı size ucu bucağı belli olmayan bir “happiness” hali yaşatırken, aşık olduğunuz kişiyi gördüğünüzde tüm denetim mekanizmalarınız devreden çıkar. Beyninizde ortaya çıkan değişimler sonucu, o kişiye ait negatif duygular besleyemezken, onu objektif olarak da değerlendiremezsiniz.

Bu nedenle derler ya ve doğrudur; aşkın gözü gerçekten kördür
🙂

*Amor Vincit Omnia= Aşk (bir gün mutlaka) hepimizi fetheder. Bu deyiş Caravaggio’nun bir tablosunun adıdır. Mükemmel bir ışık oyununu içerir. Ama pop kültüründe dövmelerde kullanılan bir deyiş haline gelmiştir 🙂

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here