Alastair McAlpine bir pediatrist. Geçtiğimiz günlerde twitterda hastalıklarının son döneminde çocuk hastalara sorduğu bazı soruların cevabını paylaştı. Cevapların bazıları gülümsetip içimi ısıtsa da çoğunuğu düşünmeme sebep oldu. İşte size çocuklardan hayat dersleri;

”Bir çalışma için, bazı son dönem bakım hastası olan çocuklara hayatları boyunca nelerden zevk alıklarını ve hayatlarına neyin anlam verdiğini sordum. Çocuklar bilge olabilirler, biliyorsunuz. Cevapların bir kısmı şöyle.”

”ilk olarak ;
Hiçbiri daha çok TV izleyebilmeyi dilemedi.
Hiçbiri Facebook’ta daha çok zaman geçirmiş olmaları gerektiğini söylemedi.
Hiçbiri başkalarıyla kavga etmekten hoşlandığını söylemedi.
Hiçbiri hastanelerden hoşlanmadı.”

Çoğu hayvanlarından bahsetti:
‘Rufusu seviyorum. Onun komik havlaması beni güldürüyor.’
‘Ginny’nin bana sokulup mırlamasını seviyorum.’
‘Plajda Jake’e binerken en mutlu bendim.’

Çoğu ebeveynlerinden ilgi ve endişe ile bahsetti;
‘Umarım annem iyi olur. O üzgün görünüyor.’
‘Babam endişelenmemeli. Beni yakında tekrar görecek.’
‘Ben gittiğimde, Tanrı anne ve babam ile ilgilenecektir.’

Hepsi dondurmayı seviyordu.

Hepsi kitap okumayı ve hikaye dinlemeyi seviyordu, özellikle ebeveynleri tarafından yapılıyorsa:
‘Harry Potter kendimi cesur hissettiriyor’
‘Uzay hikayelerini seviyorum!’
‘Daha iyi olduğumda, Sherlock Holmes gibi harika bir detektif olmak istiyorum!’
Millet, çocuklarınıza kitap okuyun! Buna bayılıyorlar!

Çoğu başkalarının ne düşündüğü hakkında endişelenmekle daha az zaman harcamış olmayı diledi ve kendilerine ‘normal’ olarak davranan insanlara daha çok değer verdi.
‘Gerçek arkadaşlarım saçlarımın dökülmesini umursamadı.
’Jane ameliyatımdan sonra ziyaretime geldi ve ameliyat izimi farketmedi bile.’

Çocukların çoğu yüzmeyi ve plajları seviyordu.
‘Büyük kumdan kaleler yaptım!’
‘Dalgalı bir denizde olmak çok heyecan vericiydi! Gözlerim yanmadı bile!’

Neredeyse tümü, nezakete diğer erdemlerden daha fazla değer veriyordu.
‘Ninem bana karşı çok nazik. O beni hep gülümsetir.’
‘Johnny ben benimkini yemediğimde sandvicinin yarısını bana verdi. Bu hoştu.’
‘O kibar hemşirenin gelmesini seviyorum. Nazik biri. Canımı daha az acıtıyor’

Neredeyse tümü onları güldüren insanları seviyordu:
‘O sihirbaz çok aptaldı!pantolunu düştü ve ben gülmekten kendimi alamadım.’
‘Babam benim sevdiğim komik yüzlere giriyor!’
‘Yan yataktaki çocuk gaz çıkardı! Hahaha!’
Gülmek ağrıyı azaltır!

Çocuklar oyuncaklarını ve süperkahramanlarını sever.
‘Benim favorim, Prenses Sofya bebeğim!’
‘Batman’i seviyorum!’ (Bütün erkek çocukarı Batman’i sever)
‘Ayı Teddy’e sarılmayı seviyorum’

Son olarak, hepsi aileleri ile geçirdikleri zamanı değerli buluyorlardı. Daha önemli bir şey yoktu.
‘Annem ve babam en iyisi!’
‘Kız kardeşim bana sürekli sıkıca sarılır.’
‘Kimse beni annem gibi sevemez!’

EVE GÖTÜRÜLECEK MESAJ: NAZİK OLUN. DAHA ÇOK KİTAP OKUYUN. AİLENİZLE DAHA ÇOK VAKİT GEÇİRİN. ŞAKALAŞIN. PLAJA GİDİN. KÖPEĞİNİZE SARILIN. SİZİN İÇİN ÖZEL OLAN İNSANLARA ONLARI SEVDİĞİNİZİ SÖYLEYİN.
BUNLAR BU ÇOCUKLARIN DAHA ÇOK YAPMAK İSTEYECEKLERİ ŞEYLERDİ.
GERİ KALAN ŞEYLER DETAYDIR.
VE.. DONDURMA YİYİN!